Önümüzdeki yıllarda insan yaşamını gittikçe daha fazla etkileyecek olan bilişim teknolojileri arasında belki de en önemlisi Yapay Zeka’dır. Yapay zekayı kısaca insanlarda zeka ile özdeşleştirdiğimiz bir takım özellikleri ve kabiliyetleri (örneğin görme, anlama, öğrenme, akıl yürütme, plan yapma, konuşma vb.) bilgisayarlar aracılığı ile gerçekleştirmeye çalışan bir bilim dalı olarak tanımlayabiliriz. ABD’nde 1950'li yılların sonuna doğru başlayan yapay zeka çalışmaları zamanla bir dizi konuda önemli başarılar elde etmiştir. Bir yandan çok önemli problemlerin çözümüne doğru değişik mantıksal yaklaşımlarla kuramsal temeller atılırken, diğer yandan olgunluğa ulaşmış bazı metodolojiler (örneğin uzman sistemler) son derece önemli uygulama alanları bulmuş ve oldukça da başarılı olmuşlardır. Günümüzde geliştirilen yapay zekalı sistemler artık büyük usta seviyesinde satranç oynayabilmekte, sınırlı bir kelime ve cümle dağarcığı ile de olsa konuşma anlayabilmekte, dilden dile çeviri yapabilmekte, tasarımlarda insan tasarımcılara yardımcı olmakta, matematiksel ispatlar yapabilmekte, görüntüleri inceleyip robot kollarını kontrol edebilmekte, yol görüntülerini inceleyip kısıtlı bir ortamda bir minibüsü idare edebilmektedirler. Ancak şu ana kadar yapılan araştırmaların ortaya çıkardığı bir başka gerçek de buzdağının suyun altında kalan kısmının çok büyük olduğu ve bir insan gibi algılayacak, düşünecek, çalışacak sistemleri geliştirmenin daha çok uzun yıllar alacağıdır.